31 Aralık 2023 Pazar

Hayal Atölyesi "2" (2018-2023)

Yetişkinler çocuklar gibi hayal etmeyi becerebildiğinde büyüyecekler... 
Belki o zaman hırslarından arınıp gökyüzündeki pamuktan evlere taşınırlar! 

Proje "Hayal Atölyesi" adımını 2015 yılında attı... Köylerde düzenlediğim, ana teması hayal etmek üzerine kurulu bir aylık serüveni ve sonrasındaki tüm çalışmaları Hayal Atölyesi "1" (2015-2017) yazısında bulabilirsiniz.
***
Büyüyen ve gelişen hayallerin, doğanın, sanatın, oyunların ve sporun üzerine yazılmış bu ikinci sayfa da her şeyin ne kadar geliştiğini görebilirsiniz. Yalnız buraya bir dip not bırakmak istiyorum; Okul yıllarımda en çok zorlandığım ders matematiktir. Her ne kadar düşük olsa da notum, öğrendiğim en önemli şey "Bir problemin birden fazla çözüm yolu" olduğudur... İşte ben bu deneyimi matematikte değil de, çocukların kişisel sorunları üzerine yorumladım diyelim.


Çocukların büyürken kaybettiği en büyük hazine hayal kurma yeteneği... Önce buradan başlamak lazım!
***
Acaba 2000'li yıllarda doğmuş kaç çocuk uçurtma uçurmuştur? Hani köyün tertemiz havasına uzanıp, pelerinli yıldızlar kaydıran çocuklar...
***
Dokunarak, gözlem yaparak ve soru sorarak büyür çocuk... Hayal dünyasını şekillendiren en önemli detayın bu hususlar olduğunu düşünüyorum. Çünkü ne zaman ki gözlem yeteneklerini kapatır, soru sormalarını engellersek o zaman kişisel gelişimi yarım kalmış, hayallerinde geleceği düşleyemeyen yetişkinler büyütüyoruz demektir. 
***
Bir şeyleri kendilerinin keşfetmesine izin verebilmeliyiz. Bisiklet binerken düşmeli mesela, tutmayın! Başka türlü hayatta dengesini sağlayamayabilir... 

2021 yılı yaz ayında
 özellikle ülkemizde yaşanan orman yangınları ve çevre felaketlerinden sonra harekete geçme kararı aldım.
***
Yangınların elbette farklı sebepleri olabilir. Ama küresel ısınmanın bile sebebi insanken başka neden aramak çözüm getirmeyecek! Bu yüzden de önlenebilir ilk meseleden başladık. 
Tabi ki insan kaynaklı atıklar... 
***
Ne yazık ki kendi köylerimiz de bile doğaya atılan bir sürü çöpün varlığına tanık oluyoruz. Üzülerek söylüyorum "sadece tanık oluyoruz" Buna kayıtsız kalmamak adına bir farkındalık oluşturmak istedik. Dağlarımıza, göletlerimize, ormanlarımıza küçük mesajlar hazırladık. Çocukların kendi elleriyle hazırladıkları uyarı yazılarını köyümüzün çeşitli noktalarına yerleştirerek bir nebze olsun katkı sağlayamaya çalıştık. Ellerinde tahta tabelalarla yürüyen, köylünün gözü önünde gururla adım atan neşeli çocuklar düşünün... 
Alın size üç boyutlu farkındalık :)
***
Doğayı koruma bilinci tamam sırada doğaya tekrar kazandırma duygusunu aşılamaya geldi. Çünkü korumak yetmeyecek! Sonuçta bu döngüyü geriye çevirmemiz mümkün... Bu hem tüketimi azaltacak hem de yaratıcılığımızı geliştirecek. 
***
***
Yaratıcılık için elbette beyin jimnastiği de yapmamız gerekir. Sürekli çalışan ve farklı yollar arayan bir düşünce yapısı için çok yönlü düşünme becerisine sahip olmalıyız. Fark ettiyseniz sürece yayılan tüm çalışmalar birbiriyle bağlantılı ve birbirini tetikleyen adımlar... 
Özellikle ebeveynler fark etmişlerdir artık çocukların büyük çoğunluğu beklemeyi gerektiren oyunlardan ve kitap okumaktan hoşlanmıyor. Bunun iki sebebi olduğunu düşünüyorum; Birincisi çocuklar etrafını sorgulama ve tanıma evresindeyken çoğunlukla telefona bakan, birbiriyle iletişim kurmayan, hayatın streslerine kendini kaptırmış insanlara tanık oluyor. 
İkinci nedense önlerine sunulan seçenekler... Telefonla kitabın, bilgisayarla zeka oyunlarının eşleştirildiği seçenekler de tabi ki çocuklar kendilerini çeken renklere, bireysel tercihlere yöneliyor. 
"Eşlik etmek, örnek olmak ve sevdirmek"
Buradaki en önemli detay 

***
"Fikri geliştirmeye olduğu gibi, bedeni geliştirmeye önem vermek ve özellikle milli karakteri derin tarihimizin ilham ettiği yüksek derecelere çıkarmak lazımdır. Spor, yalnız beden yeteneğinin bir üstünlüğü sayılamaz. Anlayış ve zeka, ahlak da bu işe yardım eder. Zeka ve kavrayışı geri olan kuvvetliler; zeka ve kavrayışı yerinde olan daha az kuvvetlilerle başa çıkamazlar. Ben sporcunun zeki, çevik ve aynı zaman da ahlaklısını severim."  Mustafa Kemal Atatürk


***
Eğitim sistemimizdeki eksik halkalardan biri doğru yönlendirmenin olmaması ve tercihler için çok geç kalınması olduğunu düşünüyorum. Çocuk daha erken yaşta kaderini tayin edebilmeli ve kariyerini sağlam temeller üzerine inşa edebilmeli... Çünkü her bir bireyin mutlaka bir yeteneği vardır. Kimisi bunu erken keşfeder, kimisi keşfedemeden kaybeder! Problemlerimizin ana kaynağı kendini keşfedemeden büyüyen yetişkinler ve onlara dayatılan hayatın ta kendisidir. 


***
Geçirilen her bir zamanı anlamlı kılmak ve dolu dolu yaşamak... 

Burada gördüğünüz tüm anlarda çocuklar ne bilgisayara, ne de telefona ihtiyaç duymadı! Çünkü onlara keyifli gelen daha önemli şeyler vardı. Özgürce fotoğraf çekmek ve inceliklerini öğrenmek, perdeye yansıtılmış görüntüleri heyecanla takip etmek ya da atölye de ilk kez düzenlediğimiz punch işlemeyle el marifetlerini keşfetmek gibi... 
Her seferinde aradığımız onların gizli kalmış yetenekleri!

"Hayal Atölyesi İşte Bunun İçin Var... Ve Var Olmaya da Devam Edecek!"




7 Aralık 2023 Perşembe

Çocuk Bayramı "2" (2021-2023)

"23 Nisan, Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasıdır. Bütün bir düşmanlık dünyasına karşı ayağa kalkan Türkiye halkının, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni meydana getirmek hususunda gösterdiği harikayı ifade eder."

Mustafa Kemal ATATÜRK

Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gününü dağılmış şehirlerin, koca bir ülkenin, yüce meclisin hatta her renkten insanın bir araya gelmesindeki ruhun mucizesi gibi kutlamak!


Dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgınına, tam da bayramımıza hazırlık yaparken yakalandım. Bu yüzden 2021 yılı Çocuk bayramını şenlik havasında kutlamak mümkün olmadı.
***
Fakat küresel salgın bile mani olamadı! 21 Nisan 2021 tarihinde önce Kadıfekale'nin yoksul mahallelerine sonra da Menemen / Ahıdıdır'ın roman çocuklarına gittim... 


Zordur! Hayat şartları çetin geçen insanlar, aynı koşullara sahip olmayanlara karşı farklı davranışlar geliştirebilir. Etrafımdaki insanların aklını mı kaçırdın dediği ama benim bir araba dolusu hediye ile o sokakların çocuklarına gittiğim günden bahsediyoruz... İyi ki deneyimledim! 
Şayet onların gülen gözlerine ve sevinç çığlıklarına tanıklık ederken kazandıklarımı hiçbir söz anlatamazdı. Ayrıca insanoğlunun en büyük hatalarından biri değil midir ayrıştırmak, ötekileştirmek... Dili, dini, ırkı ne fark eder! Mesele "İnsan" olabilmek...



Çocuk bayramı geleneğini icra edememenin hala eksikliğini taşıyan ben ritüelden çıkıp, 30 Ağustos Zafer bayramımıza hazırlık yaptım.
***
32 Çocuğun Eli... O günün güzel bir hatırası olarak kaldı! Eğlenceli aktiviteler, oyunlar ve spor yarışmaları ile günü zafer havasında kutladık. Eskisi gibi yaşatılmayan bayramlarımızı yeniden coşkuyla paylaştık. 



Yıllar önce çocukluğuna tanık olduğum genç arkadaşların büyüdüklerini görmek ne büyük mutluluk... 
***
2015'de birlikte çekildiğimiz fotoğraftan 6 yıl sonra çekilen yeni bir fotoğraf... Yıllar sonra tekrar bir araya geldik.
(Hayal Atölyesi "1" yazısında bu arkadaşları görebilirsiniz)
***
Her etkinlikte olduğu gibi bu şenlikte hediyelerle son buldu. Her biri için özel seçilen ve hediye paketlerine koyulan birbirinden güzel sürprizler! İnsan çocukken aldığı hediyeyi ve yaşadığı mutlu günleri unutamaz. Unutmasınlar da zaten...
Ve yine devam ediyoruz... Gelenekselleşen 23 Nisan şenlikleri 5.yılında yine güzel bir kalabalıkla kutlandı :)

Değerlerimizin, monotonlaşmış anmaların kurbanı olup anlamını yitirmesi ülkem için ne acı... İstiklal marşı, şiir okuma, müdür konuşması ve tatil diyerek evlere gönderilen milyonlarca öğrencinin memleketi burası! Yıllarca aynı hatayı tekrar edip duruyoruz. Oysa bu günleri özel kılan nedir? Özel yapan insanlar kimlerdir? Ne için canlarını, hayatlarını, hayallerini feda ettiler... 
***
  Önce çocukları kazanmamız gerektiğini düşünüyorum. Bunu yapabilmek içinde altın kural onlara vakit ayırmaktır. Özellikle şimdinin çocukları sokaktan uzak bir hayatı yaşayarak büyüyor. Deneyimlemedikleri, iletişim kurmadıkları, özgürce koşmadıkları, mücadele etmedikleri ve paylaşmadıkları bir havayı soluyor.   


Bu yüzden mümkün olduğunca farklı şeylerle masayı renklendirmeye çalışıyorum. Ancak dikkatlerini çekmeyi başarabilirsem onları sanal alemden ayırabilir ve aktif katılımlarını sağlayabilirim. Bunu başarmak zaman geçtikçe zorlaşsa da mücadeleye devam edeceğim. 
***
Farkındalık oluşturmak ve sürekliliği sağlamak için her seferinde yeni projeler belirlemem ve etkinliklere uyarlamam gerekiyor. 2022 yılında yaptığım bazı çalışmalar 2021 yılında yoktu. Aynı şekilde 2023 yılında planladıklarımda 2022 yılında olmayan şeylerdi. Kısacası gelişim göstermeyen her olgu kaybolmaya mahkumdur. 
 


    Bunun en açık örneğini 2023 yılında düzenlediğimiz Çocuk Bayramında net olarak görebilirsiniz :)

Meydanı dolduran onlarca çocuk, onların eğlenceli anlarına tanıklık eden yetişkinler, bir yandan dökülen hayır lokmamız, yemek molamız, enerjisini toplayan sevgili yarışmacı arkadaşlar :) 
***
Onlar gibi hissetmek... Etkinliği izleyen yetişkinler için düzenlenen program (milli duygu dışında) çok da büyük bir anlam ifade etmeyebilir. Fakat orada olan her bir çocuğun yerine kendinizi koyun... Açık havada, bir sürü yaşıtınızın içinde, ucunda hediyesi olan yarışmaların peşinde ve yepyeni şeyleri keşfetmenin heyecanında bir an yaşıyorsunuz. 
İnsanları eğlendirmek güzel!
Çocukları mutlu görmek çok özel... 
Hayatta çalışırken yorulmadığım tek şey "Merhaba Çocuk"
***
Yaşamın kısır döngüsünden sıyrılıp gerçek değerleri, gerçek ilişkileri, gerçek sevgileri tatmak "gerçek umutları" yaratıyor... 
***
Bu etkinlikte farklı olarak hatıra kalacak kitap ayraçları tasarladık. Orada aynen şöyle yazıyor; "Okuduğun Her Kitabın İçerisinde Kendini Hayal Et! Çünkü Hayal Kurmak Güzeldir... Orada Her Şeyi Başarabilir, İstediğin Her Yere Gidebilir, Tüm Sihirli Güçlerini Kullanabilirsiniz." 



5 Aralık 2023 Salı

Merhaba Çocuk Tatilde "2" (2020)

 Nice Şairin, Şiiridir Yolculuklar... 

Küçük Bir Sahil Kasabasına Düşen Pembe Rüyaların Esintisi, Ufak Bir Çocuğun Özgürlüğünü Temsil Eder! 

Benim küçüklük rüyalarım, İzmir'in Foça'sıdır... Bir yolunu bulup orada yaşamayı, gökyüzü ile birleşen denizinde fok görmeyi, tüm eski sokaklarında tarihinin izini sürmeyi, sahilde bisiklet binip, köpeğimle sırt sırta verip dinlenmeyi hayal ettim hep!

Henüz bu hayalime kavuşamamış olsam da, Foça'da doğmuş şanslı çocukların gözlerinde hasret giderebilirdim. 

Ve 26 Temmuz 2020 tarihinde Kozbeyli'de yeşerttik umutları :)    


Bazen küçük bir çocuktan kocaman sözler işitirsiniz. Büyümüşte küçülmüş denir ya hani, işte öyle bir şey! 
İleride ne olmak istersin soruma "iç mimar" diyen İlknur mesela... Kesinlikle olabilir! Ya da piyangodan para çıkmış, çok zenginsin, ne yapardın dediğimde çocuklara top falan alırdım, köyüme bir sürü market açardım diyen İsmail... Kulaklarınız çınlasın! Masumiyetiniz ve İnancınız nice yetişkinin hırsına ve kibrine bedel... İyi ki varsınız.


Aslı, Atlas, Elif, Ezgi, Eyüp, Havin, Hazal, Merve, Nisa, Nur, İrem, Onur, Sema, Selin, Tuna, Zeynep, Yağmur...

30 Ağustos 2020 Aliağa / Samurlu Köyü - Nene Hatun ve Zübeyde Hanım caddelerin de 17 miniğin mutluluğuna tanıklık ettim...


   Hiç bilmediğiniz bir yolda araba kullandığınızı hayal edin... Aracın içi hediye dolu! Ve yine hiç bilmediğiniz bir sokakta oyun oynayan çocuklar var. Belki de bir daha hiç karşılaşmayacağınız çocuklar... 
Şimdi fotoğrafın en sağında duran çocuğun bakışlarına bakın, sonra kolu alçıda olan çocuğa, sonra en miniklerine... 
Bana orada yeşeren şeylerden daha kıymetli tek bir şey gösterebilir misiniz? 


***

Birinin kalbini kırmak, kalbini kazanmaktan daha zordur...

Ufak bir hediye ile elde edeceğiniz umudu hiç bir mağazadan satın alamazsınız.

Bu yüzden sadece bir kez olsun tanımadığınız birini mutlu etmeyi deneyin!
Çok zor değil... Zaten en büyük iyiliği kendinize yapmış olacaksınız.

26 Kasım 2023 Pazar

Çocuk Sinevizyonu "1" (2019-2021)

 Küçük Prens'i okumamış büyüklerin bahçesinde yıldızları göremeyen çocuklar yetişiyor... 

"Merhaba Çocuk Sinevizyon Şenliği"

Yıldızların altında sadece bir kez film izleyen bir adamın hayal ürünü olan bu proje, 
kiralık projeksiyonla çarşafa yansıtılarak hayata geçmiştir...

İlk sahneyi 13 Ağustos 2019 tarihinde Bağcılar köyünde kurduk :)


Etkinlik gününden bir gün önce tüm hazırlıklarımı tamamlanmıştım. 
Akşam vakti sesi ve görüntüyü denemiş, acaba olur mu? sorusuna cevap bulmuştum. Aklımdaki tek soruysa yeterli kişi gelir ve filmi sıkılmadan izler mi? Ortak bir ekran da, her yaştan insana uygun bir film seçmek zor, bunu bir de köy yerinde yapmak daha da zor olacaktı.  
***
Bu etkinliğin ilk defa düzenlenecek olması farklı bir merak uyandırmıştı. Heyecanlı bekleyiş, güzel insanların desteği... 
Ve Sonunda Başlıyoruz!



İlk etkinliğin tadı elbette başkaydı! Ama eksikleri tespit etmek içinde bulunmaz bir fırsat diyebilirim. Öncelikle projeksiyonu yenilemek hatta mümkünse kiralamak zorunda olmamak, rüzgardan etkilenmemesi için sabit bir perde ayarlamak ve daha kaliteli bir ses sistemi kullanmak listenin başını çekiyordu. 


***
Genelde tekrar eden etkinlikler düzenleyerek süreklilik sağlamaya çalışıyorum. Ve eğer imkan bulabilirsem, yeni projeye eskisinden kalan bir sorunu taşımıyorum. İkinci sinevizyon şenliğini, 19 Temmuz 2021'de yine köyümüzde düzenledim. Bu sefer kendi projeksiyonumuz, profesyonel bir perdemiz ve daha iyi bir ses sistemimiz vardı... 
***
  Ay ve yıldızlar aydınlatırken karanlığı, sessiz bir köy havasında hafiften bir esinti... Böyle bir ortamın içerisinde kim film izlemek istemez ki? Bence sinema sektörü bunu bir düşünmeli derim. Neden dört duvarın içine kapanıp, boğucu salonlarda havasız kalıyoruz ki...



3.Merhaba Çocuk Sinevizyonunu, 20 Temmuz 2021'de Ayvacık köyünde kurdum... Köyde yeterli organizasyon sağlanamamış olsa da, çocukların ilgisini ve ekrana bakan meraklı gözlerini görmek yeterdi benim için! Gerçi uzun süre ismim film çeken abi olarak kalsa da hoş bir anı eklendi hafızalara :) Peki tekrar ne zaman izleyebiliriz diyen çocuklar... Yine geleceğim! 



21 Kasım 2023 Salı

Umut Kargosu "1" (2015-2023)

                   Çamurdan yolları, dökülen duvarları, soğuktan buz tutmuş damları...
"Köy Okulları"

Merhaba Çocuk hayal atölyesinin Umut Kargosu isimli projesinin ana felsefesi, kısıtlı imkana sahip çocukların yaşam şartlarını daha iyi hale getirebilmek üzerine kuruludur. Zor koşullarda okumaya çalışan, hayallerini kara teslim etmek istemeyen minik kahramanların verdiği mücadeleye destek olabilmek...
***
***
Ankara'dan, Denizli'den, Eskişehir'den, İstanbul'dan, İzmir'den, Manisa'dan... Kısaca Türkiye'nin dört bir yanından gelen yardımlarla oluşturulmuş bir Umut Treni hayal edebilirsiniz. Böyle bir ağı oluşturabilmek inanın hiç kolay olmadı. Az çok demeden topladığım her yardımı kategorize ederek en ince detaylarına kadar programladım. Daha sonra sesimi duyurabildiğim kadar uzağa taşımaya gayret ederek sürekliliği sağlamaya çalıştım.
***
***
Kriterlere ayırmanın en zor yanı doğru ihtiyaçları, uygun şekilde teslim edebilmek oldu. Eksik gönderdiğiniz bir yardım ile bir çocuğun kalbinde hüzün doğurabilir, yanlış hediyelerle de destek olayım derken zarar verebilirsiniz. 
***

***
Süreklilik için de en önemli şey güvendir! Çıkar çatışmalarının ayyuka çıktığı, iyiliklerin suiistimaller zincirine kurban gittiği bir dönem de insanlara bunu gösterebilmek zordur… 
Hatta durum öyle vahim bir hal aldı ki, yardım etme olgusu ya bir şovun parçası ya da bir paravanın arka kapısı olmaya başladı! 
İnsanlığın "ben" merkezinden sıyrılıp yeniden kapısını kilitleme zorunluluğu hissetmediği dönemlere dönmesi gerekiyor…  
***

Şayet minik bir bedenin gözlerinde göreceğiniz ışık, kalbinizdeki tüm karanlıkları aydınlatmaya yetecektir! 

29 Ekim 2020 Perşembe

Hayallerinden Vazgeçme "1" (2019)

 Bu Sadece Bir Hayaldi! Gerçek Oldu...

Hayatımı değiştiren lise yılları... Dört duvarın arasına sıkıştırılmış tahta sıralar ve üzerine kazılmış gençlik duyguları... Heyecanına yenilen çocuklar, hisleri törpülenmiş küçük insanlar, hayata bir sıfır yenik başlayan öğrenciler, okulu asmanın adet olduğu, kavgaların otoriter geleneğin parçası, aşkların eski saflığını yitirdiği, edebiyatın ve içi his dolu şiirlerin sınıf duvarlarına yazıldığı zamanlar... 

Çocukluğumun gençliğime evirildiği, saf duygularımın okul bahçesine gömüldüğü, cezaevi görünümlü Menemen lisesinden mezun olalı tam 10 yıl olmuştu! Ve kapısından ayrıldığım o gün bir hayal kurdum. Tam 10 yıl sonra benim yerimde, benim yaşadıklarımı yaşayan, benim yerime okul avlusunda volta atan arkadaşlarla buluşabilmeyi...  

Ve tam 10 yıl sonra 15 Ekim 2019 tarihinde gerçek oldu!    

İsmini "Hayallerinden Vazgeçme" koyduğum bir seminerde, genç arkadaşlarımla ve öğretmenlerle buluştum. Onlara kısa da olsa hayat serüvenimden ve gelecek hislerimden bahsettim. Bir küçük mum alevi misali umut yeşertmek adına! Lisede okurken görmek ve duymak istediğim şeyleri onlara yaşatmak, belki de aralarında benim gibi olan birileri vardır hissi ile... 


Tanıştık... Ve çok da güzel sohbet ettik! En güzeli de birilerini kazanmanın, akıllarında ve kalplerinde yer edinebilmenin hazzını yaşamak oldu. Seminer bittiğinde sadece hayalini gerçekleştirmiş bir adamın gururu ile çıktım oradan. 
Ama o kadarla sınırlı kalmadı :)  

Bir kaç gün sonra, bir grup öğrencinin telefonu ile içim kıpır kıpır oldu...

Bir hayalleri vardı! Tiyatro sahnesine çıkmak..
Yapabilir miyiz? dediler. Yaparız dedim. Ne zaman dediler? Hemen dedim. 
Çünkü hayaller ertelemeye gelmez... Uzadıkça zorlaşır!


Hazırlık, senaryo, dekor, kıyafet falan derken sadece 39 gün sonra Menemen Belediyesi Kubilay Kültür Merkezi sahnesine çıktık... Şaka gibi değil mi? Zaten oyunun ismi de "HAYALDİ GERÇEK OLDU ;)"

Özel sektör de yeni bir işe başlamıştım. Bir yandan işimin ağırlığı, bir yandan verdiğim sözün ve bana güvenen arkadaşların sorumluluğu, itiraf edeyim epey ağırdı! Ama birlikte başardık, bırakmadık... Zaten en büyük başarı da, pes etmeden çıktığımız o sahnede, ne pahasına olursa olsun oyunu sergilemek oldu. 


Güzellikler dağıtır karanlık bulutları... Ve her iyilik, yeni bir güzellik doğurur! 


Hayatımda ilk kez senaryo yazdım. Sunuculuk ve seminer ilk değildi fakat kendim dışında bir başkasının da sorumluluğunu almak epey zordu. Ücretsiz düzenlenen bir sanatın, ücreti olmayan duyguların kapısını açması adına oradaydım. 
Heyecanlı başladık ve hatasız bitirdik! 


Bu fotoğraf karesinde olamayan üç küçük oyuncumuza, sazı ile iki perde arasında bize eşik eden arkadaşıma, destek veren ve yardımcı olan arkadaşlarıma ve aileme, katılan onlarca insana tekrar teşekkür ederim. Bu oyunu hayallerimizin de ötesine taşımak adına güzel bir amaca bağladım. Menemen devlet hastanesinde tedavi gören çocuklar için izlemeye gelenlerden oyuncak talep ettik. İyilik zincirinin son halkası, oradaki gülümsemeler ve tatlı hatıralar ile son buldu.


Bir hayalden başka hayaller doğdu! Olay "benden" ibaretken, nasıl da "bizler" oldu. 
Yepyeni insanlar tanımak, cesaret etmek, özgüvenini geliştirmek, korkularını yenmek ve tüm bunları onlarca insanı gülümseterek yapmak! 

Mutlu et! Mutlu ol!

12 Mayıs 2020 Salı

Merhaba Çocuk Tatilde "1" (2018-2019)

 
Deniz Mavisi Gözleri, Doğa Yeşili Umudu... 
Gökyüzünde Buluttan Hayaller, Yere Göğe Sığmayan Gülümsemeler!

Sahil kasabalarının kavruk tenli çocukları... Bilmelisiniz ki, sizinle tanıştığım o güzel anların hatırı 40 yıldan ötedir. 
Oysa paylaştığımız bir kahve değil, filizlenmiş bir umudun resmidir.  

 
Projenin ilk durağı 23 Ağustos 2018 tarihinde Urla-Yağcılar köyü oldu. Birbirinden güzel gözlere sahip çocukların cıvıl cıvıl neşesi, meraklı bakışlarla bizi izleyen kalabalık gruplar yarattı. 
Şehrin merkezinden uzaklaşıp, kitaba dört elle sarılan ve sokağa bambaşka renkler katan bu çocukların oyunlarına eşlik etmek hayal ettiğim tatil projesinin ana hedefini oluşturuyordu.


Sizin o neşeyle baktığınız fotoğraf makinesinin vizörüne, aynı perspektif ile bakmaya çalışan binlerce insan var! 
Tam da orada, sanatın en doğal harcı "Hayal Etmek" var... 
Şayet en iyi eğitimleri de alsanız, doğuştan yeteneğiniz de olsa, özgürce hayal edemiyorsanız ürettiğiniz sanat özgün olmayacaktır. 
***
Oysa o korkmadan heyecanla koşturduğumuz sokağın çocukları olan bizler, büyüdüğümüzde gelecek kaygısına düşüp endişe ile yaşıyorsak dönüp sizlere bakmamız gerekmiyor mu?


İkinci durak bir hafta sonra, 31 Ağustos 2018 tarihinde Dikili-Bademli köyü oldu. Yine sokağın mutlu çocukları, o badem gözleriyle karşıladı çocuk adamı... Az biraz sanat üzerine sohbet, kısacık bir fotoğraf eğitimi ve birbirinden farklı kitap hediyeleri... 


Tabi ki sadece kalplerimiz değil midemizde zenginleşti :) Hepinize benden "Koruk"
Aslında hepsinin çok iyi bildiği, benimse oraya gittiğimde tattığım katkısız üzüm şurubu... Şurup dediğime bakmayın, olgunlaşmamış üzümün bakır kazanlarda kaynatıldığı ve ağır ağır süzülmesi ile bardaklara dolan bordo üzüm suyu... 
Yaz sıcağında soğuk bir koruk kesinlikle çok güzel geliyor ;)

***

Ve bir yıl sonra... 2019'un Tatil projesinde, rota bu sefer gitmeyi çok istediğim bir sanat köyü oldu. 5 Temmuz tarihinde adımımı attığım yerin ismi, Ayvalık'ta yer alan Küçükköy... Eski adıyla Yeniçarohori!


 Fotoğrafta yanımda gördüğünüz adam köyün cami hocası ilhan bey... Çocuklar için yapmak istediğim etkinlikten bahsedince hemen destek oldu. Ayrıca caminin ve köyün tarihini de anlattı. 
İçerisinde İngilizce, matematik gibi eğitimlerinde verildiği tarihi bir cami düşünün. Zaten avlusunda bir de köy müzesi var! 
***
Neredeyse her evden bir el işi marifeti, sokaklarında nazar boncuk sesleri ve rengarenk sokak taşları... 
Kesinlikle çok sevdiğim bir sanat köyü oldu! 
Sokak taşlarından umut veren fikirler akıyor, adım attıkça yeni hayaller kuruyorum...

Hayal Atölyesi "2" (2018-2023)